To the Lake/Ergen Günlükleri

 

"To the Lake" izliyorum netflix te .Rusyada bir salgın var mevzu bu,çok açıklayınca spoiler oluyor diyorlar. Konu güzel oyunculuklar İyi. İzlemek ve görmek arasındaki farkı öğreten annesine teşekkür ediyordu hafta sonu altın portakaldaki yönetmen kızımız.Bana kim öğretti bilmiyorum. Teşekkür falanda edemiyorum günlük rutinde bu çok yorucu olabiliyor. Diziye bakarken afakanlar basıyor. Aman yarabbi bizden bir 30yıl falan gerideler az çok biliyorum oradaki gelir adaletsizliğinin bizi dörde katlar cinsten olduğunu ama ambulanslar hastaneler günlük yaşamdaki çoğu araç gereç ruhumu göçertti.Duble yol yok,Allah seni inandırsın şehir hastanesi bile yok.Şaka bir yana salgının ortasında bir grup insan yağmacılardan ve devletten kaçarken pandemili gündemimize cuk oturunca çoğu kere kendi kendime ben ne yapardım dedim.Bazı anlarda tek derdim turkuaz tablodaki rakamların realitesi iken derdimi s..eyim dedim.

Başkalarının dertlerinin büyüklüğü karşısında kendi haline sevinen zavallı yanım hoposapıens ten yadigar değilse tamamen karekter yetersizliğinden olabilir.Hastalık gibi düşünün bunu kalp yetmezliği gibi o zaman daha tahammül edilebilitesi oluyor.Kendimden biliyorum toplumdaki çoğu dangoza böyle tahammül ediyorum.Hah neyse hamdolsun diye diye hafta sonu dizi izlerken kapıya gelen iki ergen gerisi,her zamankinden erken vakitte eve giren ardowskiye bir kaç şey fısıldaşıp gittiler.Kaşı gözü seyirdi falan başladı mevzuya.

Aşağıda futbol oynarken benimki topu bir evin balkonuna kaçırmış.Güvenlikçiye gitmiş topu almışlar ama top bir pıççak darbesiyle sizlere ömürmüş.

O ana ait olan diyaloglar sadece benim oğlanın ağzından dinlediğim için biraz karışık.Çocuğun türkçesi yetmiyor kriz anlarında meramını anlatmaya.geniş zaman kipi ile gelecek zamanı aynı anda yaşanan olaylar için kullanırken bilmediği kelimeleri de cümle içine serpiştirince yakıyor beynimi.Anladığım 15yaşlarında olan topun sahibi parasını istemiş.şu dialogdan anladığım

sen ne dedin oğlum?

ne yapacaksın diye sordum bundan sonra

o dediki

top alacağım

ben dedimki ne kadara almıştın topunu

o dediki 

yüz lira civarı

ben dedimki 

cüzdanıma bakayım varsa vereyim

yani o istemedi

yok sürekli istiyordu

sürekli derken olay toplamda şu yarım satte yaşanmadı mı

yok hep isteyecekti belliydi.

e şimdi niye geldi 

parasını istiyor.

vereceğim demişsin ya niye kapıya geldi

hemen istedi işte.hep istiyordu zaten

sen bana anlatmayı düşünüyor muydun?

yani!!

cüzdanında bir yüz lira varmış olmasaydı ne yapardı kim bilir.

Sen kapıya gelmeseler bu parayı ödeyecek miydin?evet

bana söyleyecek miydin?sessizlik.

ayzsksksj!!

babası tuttu elinden aşağıya indiler babanı çağır paranı verelim ebevenlerinin haberi olmadan para veremem demiş .

babası gelmiş olayı pek anlamamış (benim beyin şekeri 40lara vurunca bende dont understand)

gerek yoktu falan demiş.Benim sabri bey durur mu? Ardowski ile bir daha oynamayın siz demiş ortamı terketmişler.Benim oğlan salya sümük.

 Çocuğun babası evde kendi yavrusundan olayı dinleyip anlayınca mevzuyu çözüp benim beyi arayıp özür dilemiş.Parayı göndereceğim demiş bizimki yok göndermeyin demiş,ben özür dilerim mevzuya sizi de dahil ettik ortada para mevzusu olunca haberdar olun sitedim falan diye eklemiş saygılar hürmetler falan kapamışlar mevzuyu.

çocuklar,Ardowskiyi mesajla dürtmüşler bir daha oynamayacak mıyız diye

-özür dilerseniz oynaya bilir mişim demiş.Buda babasının şekeri 70lere doğru çıkarkenki söylemiydi.

te allam yareppim yavrum sende hiç mi gurur yok diye başladım dişi Ali rıza bey gibi.İnsan ne için yaşar senin kapına 100 lira için dayanan adama nasıl güvenirsin.Ben ailem,gururum,şerefim diye diye saydırırken benim bey aman Ali Rıza ağzımızın tadı kaçmasın dedi.sustum gari:)

Benim oğlanın sağa şamarı yiyince solu çevirip buyurun diyen bir havası var.Gurur belli bir yaştan sonra mı gelişiyor adem elması gibi bilemedim. İlişkilerine elimden geldiğince müdahil olmamaya çabalıyorum ama mevzular yaşla beraber büyüyüp gidiyor. Cüzdanında çok para olmaz ama ne bileyim o gün götürüp 15 yaşındaki çocuğun eline o yüz lirayı verebilirdi. İnsanların çocuklarına nakit para vermediği bir zamanda yaşıyoruz. Neler yaparlar nerden bilebilirim. Kapıma öyle yada böyle alacaklı dayandı 80ler çocuğuyum ben ne travma Allah'ım soyumuzda sopumuzda görülmemiş şey:)

Ha bunun sürdürebilirliği elbet yok o bahçeye çıkılacak o oyun oynanacak fakat Ardowskinin hiç birşey yokmuş gibi ilişkisine devam edebilmesini haf salam almıyor. Sağlıklı bir şey gibi gelmiyor.Gurursuz bir arkadaşım vardı.Sevgilisi parası bittikçe gelir bir süre takılır sonra ayrılırlardı.Bir gün kolundan tutup bunun yapamadığı ayrılık konuşmasını onun yerine yapmıştım çocuk bi daha gözüne gözükmemişti benim arkadaşın.Bak şimdi bunu yazınca insanların hayatlarına fazla müdahil olabiliyorum gibi geldi. Belkide gurur öğretilebilir bir şey değildir ne bileyim ben.

Bu kadar duygularımı döküp analiz edip neticede annem gibi bağlıyorum bak sıkı durun yine yapacağım "kız o değilde ben bu kızı kınadım diye mi bu oğlan böyle oldu ki:)


 

Yorumlar

  1. Ay kesin homosapiens şeysi, ben de yapıyorum aynı şeyi. Zaten bence kendi haline şükrede şükrede buralara kadar gelebildi insan türü. Rusya deyince aklıma "Kültür, sanat! Sevdiğim bütün yazarlar! Opera! Bale!" diye Moskova'ya giden annem geldi. Metroya binerken herifin biri önüne geçmek için itmiş annemi, düşüp bileğini çatlattı. Şimdi sorsan "Kültür! Sanat! Ama erkekleri sığırmış" diye anlatıyor.

    Ben bu patlak top meselesiyle başa çıkamazdım abavvv! Kendi başına Netflix dizisi, türü: dram/gerilim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bizdik değil mi acıyı bal eyleyecek:(kafana sıkamıyorsan şükür etmen lazım aklını korumak için "iyi insan"olarak kalabilmek için.Ruslar farklı bir kültür kadınları karadeniz kadını gibi fazla özverili çalışkan geliyor bana ama annen ile aynı fikirdeyim erkekleri biraz sığır sanki.Patlak top garip bir olay kendi çocuğumuda dahil ediyorum herşeyin fiyatını bilen hiç birşeyin değerini bilmeyen bir grup sıpa.Bneimki insanları ıphonu olanlar ve olmayanlar diye ayırıyor.Söyleyince itiraz ediyor ama bence o elma logosundan başka hiç birşey dikkatini o denli cezbetmiyor:(

      Sil
  2. ha haaaaa çok neşeliydi valla kıkırdaya kıkırdaya okuduum. çok kınamışsın sen o kızıııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende bundan korkuyorum deep, bir de şey var sevmediğin ot burnunun dibinde biter şeysi.

      Sil
  3. benim şeker mi 40, hiç bir şey anlamadım. kültür şoku mu yaşıyorum ya kim kimin topunu neden yardı onu bile anlamadım, baştan kaybettim ben bu yazıyı :((( bi çikolata neyin yiyip ikinciye okuyup anladıktan sonra yorum yapacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Topu kimin yardığı gizli özne,genelde katil ev sahibi olur😎lâkin topu benim yavru kaçırdığı için ihaleyi ona kitlemiş topun sahibi

      Sil
  4. melabaağ geçerken uğradıım :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından