Öldürememe ve Olduramama Noktası



Bazıları kime benziyor biliyor musun dedi kız                                                 
elindeki bardağı bırakırken mutfak tezgahına
kime diye sordu arkadaşı 
Tyler Durden'a 
uzunca zamandır adı konmamış şeyin soğukluğu doldurdu mutfağı
soğukluğa bir de sessizlik eklenmesin diye konuştu arkadaşı
ne diyorsun yani "ne kadınlar sevdim zaten yoktular"mı diyorsun? 
Belki de 
yoksa içimdeki bu boşluğun nasıl tarifini yaparım dedi kız
bardağı tekrar ağzına götürürken 
Senin sorunun ne biliyor musun? dedi arkadaşı 
ne demesini bile beklemeden devam etti 
resmin sadece kendi çerçevene sığan kısımlarıyla anlamaya çalışıyorsun durumları 
oraya bir bacak sığmış diye bir bedenin varlığını yok sayamazsın anladın mı?
yutkundu kız,sağlam gelmişti laf 
o an elindeki bardağı arkadaşının kafasına fırlatmak fikriyle gülümsedi 
bulaşık makinesinin kapağını açıp su bardaklarının olduğu hizaya yerleştirdi kirli bardağı 
Herşeyi kuralına göre yapmanın gönül rahatlığıyla doğrulup derin bir nefes aldı
Resim ve çerçevenin devamındaki cümlelerin gelişini gördü bir anda 
uzun süren birlikteliklerin en büyük handikapı buydu ona göre 
arkadan gelecek hamleyi hemen tahmin edip elindeki desteyi yeniden karmalıydı
birimizin kazanacağı münazara değil bu dedi kafasındakileri dehleyip 
inan sonunda haklı çıkmayı istemediğim birşeyden bahsetmeye çalışıyorum 
hislerimden hisset-tirdiklerinden dedi bastırarak
bunu sana kar zarar tablosu gibi grafiklerle anlatamam sadece tarif edebilirim 
Kim bilir belki etrafımdakilerin Tylor'ı da benimdir 
var gibiyken aslında yokumdur 
Bazen insanlar kendi dertleri ile uğraşır 
cümlesini tamamlamasına izin vermeden devam etti 
İşte senin anlamadığın bu dedi kız
tam karşısındaki sandalyeyi çekip otururken 
Benim bahsettiğim an değil bu gün hiç değil
hislerim, uzunca bir zaman süren yaşanmışlıklar
acı çekiyordum  üzülüyordum ama sen yoktun
bir yerde rastladım kalp kırılınca kafa çalışmaya başlar mı ne diyordu 
ne kadar mekanik gözüksede buydu sonrasında bana olan 
evet tam da buydu derken yüzü ekşidi
unuttuğu bir şeyi hatırlamış yahut tarif ettiği şeyi o an anlamış gibi 
ben düşünmeye başladım sonrasında 
önceleri de olmuştu bu ilk değildi 
ben yine dibe batmıştım çok sık değil belki ama sağlam batışlar hatırlarsın belki
 ..... 
düşündüm sen nerdeydin evet orda tamda yanımda yakınımda 
ne yapıyordun diye düşündüm düşündüm ne buldum biliyor musun? 
hiç birşey evet hiç birşey yapmadan öylece duruyordun 
ama dedi arkadaşı 
bölme ne olur dedi elleri titriyordu saçlarını düzeltirken kızın 
Öyle put gibi duruyordun,ne bir şey söylüyordun ne de yapıyordun sadece duruyordun 
ve ben dalgalar beni çekmeye çalıştıkca sana sarılıyordum 
sen o kadar sağlam duruyordun ki fırtına dininceye kadar hep dayandık 
çok uzakta duran bir şeyi seçmeye çalışır gibi masaya dikmişti gözlerini arkadaşı 
gözlerini kısıp kasılmış çenesini zorla hareket ettirerek
bu sefer ne değişti dedi 
bu sefer yakınımda bile değildin
ben eskiden olduğu gibi senin yanına kadar yüzecek enerjiyi bulamadım 
sadece çırpındım bağırdım ama sana ulaşamadım
görmedin bile beni yada görmeyi istemedin,üşendin kim bilir 
Geçenlerde bir insana vakit ayırmak ile 
boş vakitlerini o insanla doldurmak arasındaki farktan
bahseden birşey okudum 
içi şişmişti arkadaşının aldığı nefesi vermeyi beklemeden 
kurduğu cümleyle dışarıya salıverdi içindekileri
çok okuyorsun ve belliki okuduklarını da yanlış yorumluyorsun 
dedi kıza can havliyle 
O da devamını tahmin etmişti büyük ihtmalle konuşmanın 
kartları karma zamanı ona geçmişti 
evet  çok okudum tahmin et neden? 
çünkü kafayı yemek üzereydim acıdan yalnızlıktan....
can acıtır tonlamalar vardı son cümlede 
albert camus gibi  dedi arkadaşı
"Kendimi mi öldürsem yoksa bir kahve mi içsem" moduna girdin yani
o asabi gülümseme dudağının kenarındaydı 
çıkış noktası bulamadığında yapardı bunları 
absürt örneklerle karşısındakini sinirlendirir
sinirlenen kız ağlamaya başlayınca da 
yeni yetme anneler gibi onu teselliye başlardı
bilirsiniz işte 
yere yada koltuğun köşesine vurmalar
bak ben dövdüm onları sen ağlama tamammı demeler
saçma teselliler ortada gözyaşı varsa hep çalışırdı 

uyuşan bacakla adım atıyor gibiydi kız
sağlam basmazsa 
tüm öfkesi boşlukta koca bir hissizliğe dönüşüverecek 
burnunun üstüne düşecekti 
herşey aslında hiç yaşanmamış gibi olacaktı 
tam da arkadaşının istediği gibi 
diye düşündü
Bu noktadan sonra dönmek istemiyordu 
kafası tam uçurulmamış bir tavuk görmüştü küçükken 
kesik başıyla tüm bahçede ordan oraya uçuşunu izlemişti 
bitirmekte zorlandığı ilişkilerde hep o tavuğu hatırlardı 
Sonu getirilmemiş  yaşama ihtimali de kalmamış her şeyi o tavuğa benzetirdi
olduramama ve öldürememe noktası diye düşünürken
karşı tarafın istemsiz salladığı bacağın masaya vurmasıyla mutfağa döndü
bir süredir süren sessizliği bozan arkadaşı
ben dedi... 
o an ağzına sevmediği bir tat gelmiş gibi buruşturdu yüzünü
Hatırladı ben diye başlayan cümlelerin baştan bitikliğini
geriye alamayacağını anladığı gibi devam etti
ben buyum dedi,bu kadarım
okuduğun o şeylerde tarifim vardır kimbilir
ne denir yetersiz,egoist,pragmatist 
vardır söyle afilli bir tanımım
....
kızın göz kenarları seyirmeye başlamıştı
tavuğun bahçede atacağı son iki turu kalmıştı hissediyordu
tek istediği o ağlamadan ölmesiydi
gözyaşı istemiyordu son sahnede
karşı tarafın tesellisini de

Belki bir tanımlamam henüz yapılmamıştır 
ben söyleyeyim
bazıları sadece durur,sadece dinler,acını yaşaman için uzaklaşmana izin verir
gelinceye kadar bekler,hiç gelmezse kırılmaz
ama senin gibi sormaz sorgulamaz da
orada sadece durur ve seni sever
değer mi değmez mi düşünmez 
o da zorlanmıştı
son cümle boğazına takılarak çıkmıştı 
ne ağlayası ne de teselli edesi vardı

kafası kesik tavuktan haberi yoktu ama 
bi yerlerinden kanı çekiliyordu
hissediyordu
neyse ne dedi
kalkıp kapıya dönerken
bazen değişir tüm beklentiler
o ardına dönünce ağlasamda görmez artık rahatlığıyla
beklenti değil
farkındalık bunun adı dedi kız
önceki dalgalarda sen değil kollarımın gücü sayesinde atlattım herşeyi
aslında sen o zamanda yoktun
hiç olmadın ben seni varsaydım
ben biraz geri çekilince de bu aramızdaki koca boşluk kaldı
neyse ne dedi tekrar kız 
kapıya doğru yürürken
birazdan başlayacak yokluğumla önceki yokluğumu kıyaslayacak uzunca bir zamanın olacak
hoşçakal....
onca zamandır adı konmamış şeylerin yorgunluğu
ikisinin ellerinde ufalanan kartlar
masaya damlayan gözyaşı ile kapının son sesi vardı o anın çerçevesinde

Yorumlar

  1. hımm alaycı konuşmalar ancak hüzünlü, iki kişi var hiç anlaşamadan birbirlerini anlamadan ama yine de yanyanalar gibi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "hiç anlaşamadan birbirlerini anlamadan" tartışılır belki ama herşeye rağmen "yanyana" kesinlikle doğru

      Sil
  2. "Geçenlerde bir insana vakit ayırmak ile
    boş vakitlerini o insanla doldurmak arasındaki farktan
    bahseden birşey okudum"

    şunu bir müddet kafamda gezdireğim sanırım. Benim de yaptığım birşeye benziyor ve bana yapılan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. basit gibi görünse de çok karmaşık bir şey,dediğin gibi hem yaptığımız hem bize yapılan bir şey...

      Sil
  3. the bay, ingiliz polisiyesi, kaçırma :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. stay close cepte bunu da yazdım.yerim seni:)sende "in treatment" ı izleyince yorum yaz muhakkak

      Sil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından