2019-20 arası

2019'un son günleri okumaya başladım Maksim Gorki'nin otobiyografisini ve sanırım ilk defa Rus edebiyatı eserlerinden birisi su gibi akıp gidiyor.Çokta anladığım söylenemez bilen varsa söylesin,sanırım bu yabancı eserlerde yazar kadar çevirmen de önemli.Mazlum Beyhan çevirmiş bu kitabı bundan sonra orijinal dili Rusça olan kitaplarda çevirmen kısmına biraz daha ehemmiyet vereceğim.

Bu yıl düğünümden beri bizimle yaşayan yemek odası takımını birilerine bağışla(kakala)dım.Oh ne rahat ettim yemek masası neyse de o vitrin neydi arkadaş.Evlenirken bana itelenmiş nadide parçalardan birisiydi.Birde dantelli iğne oyalı havlularım vardı ki düşman başına.Yeni evlenen arkadaşlara spoiler vereyim haftada iki üç değiş yapıp yıkarsanız ortalama on beş senede falan eskiyor o havlular.Benimkiler çok kaliteliydi zor eskidi eskiyen toz bezi oldu oyalar anneye iade edildi.



Yedi yaşımdan beri çeyiz muhabbetine o kadar direndim ki bir yerde gereksiz bir nefret oluşturdum içeride bir yerlerimde.Kocaman kocaman tepkiler verebiliyorum dantelli bir şeyler görünce.Vitrinde bu çeyiz olayının mabedi gibi birşey.O değilde hiç içki içmeyen insanların kadeh takımı alıp o vitrinlerde sergilemelerinin nasıl bir mantığı varsa benim bu direnişim hep aykırı buluna geldi bu yaşıma kadar. Kadeh takımını aldın içine iğne oyasını örttün mü okeysin  ev kızlarının bir tanesi gelinlerin şahısın.Yok ben dantelde örtmem o likör kadehlerine de servet ödemem demek marjinallik oldu.
Son tekel zamlarını düşününce kız annem alkole para buldum da 500 liralık kadehe mi kaldım? çay bardağıylan içerim içecek olsam:)
Bir süre mutfağım dar olduğundan yemek takımını saklamak için kullandım bir süredir de kitaplık olarak kullanıyordum ki benden dahaaa çok severek kullanacak biri ile karşılaşınca verdim gitti.Yeminlen bir rahatladım bir rahatladım hamamdan çıkmış gibi fresh hissediyorum kendimi.Salonda onlar gidince açılan yere bakıp Ardowski -anne burayı napıcaz?dedi ee serde yörük kızıyım -obamızı tiz buraya kuralım aslanım dedim:))
Bunlardan mütevellit ilk iş eve tatlı bir kitaplık ve yemek masası almalıyım 2020 shopping listesi başlı başına post konusu olur ama içinizdeki avm böcüklerini uyandırmak istemem.Geçen iki yıl boyunca borç öderken kendimi nasıl motive ettiysem beş liralık çoraba bakarken; söyle bakalım Terspabuçlar senin bu çoraba gerçekten ihtiyacın var mı diye sorar oldum.(manyağa bak sanki yat alıyor da marina kirasına dertleniyor)Netice taksitler ödendi bitti ve evdeki tek kot gömleğimin kolu yırtıldı.Ondan yani gömlekten duymadım da bence "dikerim aşkının ızdırabını" demek istedi.Gömlek n'apsın sekgiz senedir filan giyiyorum:)Cimri karıya bak diyenin ağzına terliklen yapıştırırım tutumlu diyenlerin hepisine benden oralet

Yorumlar

  1. Ahahahah çok güldüm. Benim çeyizim hiç olmadı, bir de takı kısmı vardır ama bu hikayenin. Düğünde bir pırlantalı kolye taktılar allahım ağırlığından gebericem, benim gibi pespayeye olacak iş değil. Düğünün sonunda anlamış olacaklar ki, annem "kızım ben ver onu senin için dar zamanda saklayayım" dedi, gidiş o gidiş ahahahaha Allah korusun bidaha da görmek istemem dar zaman kolyesini. Allah göstermesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takı olayı daha bir civcivliydi,buralar daha kırsal yerler olduğundan:P pırlanta değilde daha çok burma bilezik tercih edilir ki ben takmam altın maltın diyince hesabıma nakit olarak yatmıştı:)

      Sil
  2. O eski çeyizleri kesip biçip yeni yeni şeyler yapıyorum.Çok da zevkli oluyor.Senin iğne oyaların kalınmış.Daha ince ve narin olanlarla çok güzel yazlık takılar kıyafetler falan yapılır.Şimdi de bazı mobilyalarımı kesip biçmeyi(!) düşünüyorum...Hele bir havalar ısınsın da :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben oyanın görselini netten arakladım lakin aynı modelden yok mu tabiki var:)do ıt yourselfleri severim ama iğne ile tığ yerine fırça zımpara daha çok yakışıyor elime bence

      Sil
  3. Keyifle okudum bu eğlenceli yazıyı. Ziyaretime gelmişsin, mutlu oldum. Selamlar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selam Yıldız:)aslında düzenli bir okuyucuyum ama bazen yorum yazmaya fırsat bulamaya biliyorum

      Sil
  4. Çevirmen önemli! Ya valla en önemli şey gibi geliyor bana çünkü kötü olunca okunmuyor. Aylar önce bir yazı okumuştum, bir Rus klasiğini 3-4 ayrı kişi çevirmiş, yazıda o çevirileri karşılaştırıyordu. Bir çeviride prenses olmuş prens filan, abooaav diye okumuştum. Dur bulursam, sana iyi çevirmen-kötü çevirmen isimlerini yazayım, en azından Rus yazar okurken ayağımızı denk alırız.

    İyi yapmışsın yemek odası takımından kurtulmakla, ev ferahlayınca insanın içi de ferahlıyor. Ya ben de çoraplarla konuşuyorum "Benim sana ihtiyacım var mı?" diye. Bir çorap oluyor on çorap, 5 lira oluyor 50 lira. Paraya ayrı üzülüyorum, evde biriken bok püsüre ayrı sinirleniyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dün bende mazlum beyi gugıllarken gördüm çevirmenin önemi ile ilgili bir yazı şimdi söylediklerini duyunca prens-prenses oha dedim.Baban idolüm mina,bende oğlana iteleyeceğim ileride çeviri işlerini.Napayım yemem içmem iki üç dil öğrenmesini sağlarım bir ömürlük eğlence:)
      evde biriken şeyler konusu dert benim içinde,millet ölüp biter bazalı yatak olsun şuraya da dolap yapılsın filan bende tam tersi oluyor çünkü o kalabalık evin içinde değilde ruhumun yüklüklerinde birikiyor darlanıyorum minimalizmi bulan nurda yatsın yoksa bizim millete göre hepsi cimrilik:)

      Sil
  5. çeyizimde dantel masa örtüsü 30 yıldır kullanılmayı bekliyor gelinim olursa diye saklıyorum artık attıyımmı ne yapayım. hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Hülya,seninki bir nevi antika olacak,bence ister misin diye sormak lazım istemem derse gücenmemek lazım.Benimki biraz annemin dayatması sonrası oluşan bir psikoz:))

      Sil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından