Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

siz analığı ne bilirsiniz buyurdu zerdüşt

Resim
daha okulun ilk günleriydi yanımıza bir veli oturdu.Biz merabayın kısmından öte gitmeyiz sebep;insan sevmiyoz,meali;insan orucu tutacak kadar saçma karakterler ile yeterli zaman geçirmiş olmamız.İlki daha cool,hassasız desek gülerler bizim memlekette,bende gülüyorum bazen bu kadar şiyin* arasında ne hassaslığı kızım diye. Arkasına şöyle bir yaslanırken -Arkadaş benim çocuğumun öz güveni yüksek,bunlar alışkın değil böylesine dedi.(Bunlar dediği okul idaresi) Sonra o adamın niye okulda olduğunu oğlumdan öğrendim.Çocuğu bir gün önce on yaşındaki sınıf arkadaşını döverken servis şoförüne küfretmiş. Aboow dedim içimden boku yedik.Zira okul dediğin epi-topu 100 kişi,beşlerden biri osursa sekizinci sınıfa gelir kokusu.Öküzlük ile öz güveni karıştırmış kırk yaşında bir neandertal ile ilk karşılaşmamdı ve işin kötüsü tek de değildi.Diğeri ile bir veli toplantısında merbayın safhasından tüm insani melekelerimi zorlayarak nasılsın-iyi misin kısmına geçer iken,eşimin elinde çocukların

90'larda Fakir ve Çocuk Olmaklar Üstüne

Resim
Konya'da erken soğur havalar sonra bitmek bilmeyen bir kış başlar sanırsın sekiz yıl falan sürer o sekiz ay.Sonra yaz geldi gibi olur "ana lan yaz geldi walla" derken en şanslısının daha kıçına bir kere deniz suyu kaçmıştır F I N I S H yazısını görüveririz isli bulutlarda.Gelsin karbonmonoksidin en koyusu gitsin ayazın en pıççaklısı sonra bekle sekiz yıl geçecek diye.Zengin mahalle ile fakir mahallenin is kokusu bile farklıdır buralarda.Aaa n'alaka diyen konyalı cici kız sen hiç sedirlerden geçtin mi bir kış gecesi? Şimdilerde gazı mazı var amma velakin varoşlarda sobanın hakimiyeti tam gaz devam ediyor benim çocukluğumdaki gibi.O vakitler bana yokluğun resmini çiz abidin deseler tablomda soba-turşu ve salon bitkisi olurdu zannımca.Nasıl yani diyenlere tarif edeyim.Yazın ortalama yüz metrekare olan ev kışın gelmesi ile tek göz odadan ibaret oluverirdi.Kuzineli soba odanın üçte birinde hüküm sürerken üstünde bir güğüm iki ıbrıkla ısınma ve sıcak su ihtiyacımızı k

Hafta sonu kaçamağı

Resim
Hz.İsa'nın havarilerinden Saint Paul'un oniki yıl yaşadığı bir köye gittim hafta sonu, eski adı Botsa yeni adı Güneydere.Ne ile karşılaşacağımı bilmeyince resmen sürpriz oldu. Şeker hastalığına iyi gelen suları,ağaçlar dolusu böğürtlen-kuşburnu ve ilk defa karşılaştığım yerel halkın gülabba dediği gilaburu meyvesi. Bol yürüyüşlü bol yemeli bir gün oldu.Galiba uzak yerlere meylederken yakınlardaki güzelliklerden bihaber kalınabiliyor.Bu yıl yakın ilçe ve köylere mesai harcamaya niyet ettim bakalım Konya iklimi de müsaade ederse hafta sonu avm lerde ömür tüketmeyiz inşallah amin Köyün sokaklarında yürürken bir teyze gördüm camın arkasında bana bakıyordu,el sallayınca oda salladı elini,elmalı teyze bizi görür görmez koşup içerden elmaları kaptı geldi ikram etti.istanbul'a ilk gidişimdi otobüste orta kısıma bebek arabasının frenlerini kilitleyip boş bir koltuğa oturmuştuk.Bir süre sonra teyzenin birisi feryadı basmıştı dönüp ardıma bak

Keşf-i Blogger etkinliği

Resim
Keşf-i Blogger Etkinliği "Keşf-i Blogger" Etkinliği. Alık kafamla deep in söylediği şeyi mim zannedip mimi yaptım.Neyse onun da zararı olmaz asıl bu etkinliğe davet etmişti sağolsun.Ben bir sürü güzel blog tanıdım umarım herkes için öyle olur Bu yayında yapılması gerekenler çok basit; 1-Linklerini paylaşan güzel arkadaşları takip etmek. 2-Kendi güzel linkinizi yazının altına eklemek. 3-İçtenlikle yazıyı sonlandırmak ve blogger arkadaşları bu etkinliğe davet etmek :) Blog Linklerimiz; edischar.blogspot.com akkurttaha.blogspot.com sadevederin.blogspot.com cahilokur.blogspot.com  kitapsayfalarii.blogspot.com semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com bloggerajandasi.blogspot.com gizlipencere06.blogspot.com bilgininpenceresi.blogspot.com buyuklutuf.blogspot.com gunesebakarken.blogspot.com tarifdunyam.blogspot.com mavigokyuzununelleri.blogspot.com   kitapeylemi.blogspot.com.tr guzellikalgisi.blogspot.com nurruyakaya

Soylu böğrümde bir yara

Resim
iki yıldır DMax kanalında yayınlanan "Hurda Avcıları"denen programı takip ediyorum. Allah'ım bir yandan psikopatça zevk alırken bir yandan da uyuz oluyorum.Hiç izlemeyenler için özet geçeyim programın başrolü Drew (mavi ceketli)ingiliz bir antika uzmanı,dükkanı ve şu  internet sitesi aracılığı ile topladığı antikaların satışını yapıyor.Atölyede tadilat isteyen eşyaları elden geçiren ustaları,kendisi kadar bu konunun uzmanı karısı Rebecca ve yanından ayırmadığı şöförü Tee ve tatlımı tatlı bir köpekleri var.Drew ve Tee her program bir sürü eve yada hurdalığa gidip antika eşyalar topluyor sonrada satışını yapıyorlar.Benim uyuz olduğum burada ev diye nitelendirdiğim yerler,genelde bunlar şatomsu şeyler oluyor adamlar bir giriyor ev sahibi "ben bu evde yaşayan 6.kuşağım" falan diyor abartısız bin yaşında bir ev gördüm programda.İçinde oturanlarsa baya sen ben gibi insan, kulağı gözü falan var.Eşyaları anlatmaya ömür yetmez,evlerin içinde kullanılanlar genellikl

Mujer Domestica

Resim
Birkaç gündür kurban bayramı temizliği yapıyorum.Öncesinde ramazan bayramı temizliği yaptım üstelik bayramda tatile gidecektim yaptım gittim.Ramazan öncesi de bahar temizliği yapıyordum.Ya bu ara kafayı temizlikle dağıtıyorum yada ünlü düşünür Sılanında dediği gibi "Gitgide anneme benziyorum afitap"bu arada dipnot allerjik ve doğa sever bir bünyem olduğundan su-sirke-arap sabunu en yakın enstrümanlarım birde su tüketimi konusunda oldukça hassasım.Şöyle söyleyeyim mutfak lavabosunda gidere akacak sabunlu suları bir yerde biriktirip balkon temziliğinde sabunsuz suları ev bitkilerini sulamada kullanan biriyim.Niye çünkü dünya yıkılırsa tek müsebbibi benmişim gibi hissettiren psikopat ruh halim.Kimseye zararım yok kendimce takılıyorum desem de bazı zamanlar korkuyorum takıntılı obsesif bir tip olacağım yaşlanınca diye.Allahtan dengesiz bir ruh halim var domestico uyuyup sabahında bohem uyanıp ev erkeklerine şöyle seslenmemin olabilitesi yüksek -hey baylar bir kahve bile yok

Herşey güzel oldu mu eğleniyonuz mu gülüyonuz mu anam!

Resim
Saçma sapan gündemlerin ardından hepinize yalan dünyanın Tülay'ının ağzıyla eğleniyonuz mu gülüyonuz mu anam  diyesim geldi.Yaz tatili başladı,bayram tatilinde güneydoğu turu yaptık iki aile,bu yıla özel bir durum mu yoksa hep mi öyle Allahım ne kalabalık vardı.Adana-Antep-Urfa-Mardin rotasında Adana da yemek yiyip kaçtık.Diğer tüm şehirlerde sokaklar doluydu oteller full,nerdeyse Urfa'da her çatının altında bir sıra gecesi vardı ama sıra gecesinde bile yer olmaz mı neyseki bir sıra gecesinde yer bulduk ama otel bulamadık son tahlilde tek oda bulsak çocuklarımızı yatırıp kendimiz dışarıda kalmayı bile göze aldık ama yok bildiğin sokakta kaldık.Gittiğimiz araç Allah'tan büyüktü kenara çektik üç çocuğu arabanın arkasına yatırdık.Balıklı gölde dolaşarak sabahladık.Müthiş bir geceydi sokakta kalmasak Urfa'da yüzlerce yıldır sabah namazında tekrarlanan toplu zikiri göremeyecektik.Çok enteresan ve oldukça etkileyiciydi.Sabahın loş havası,üstümüzde tüm günün yorgunluğu,Hz.

Yerel Seçim Gibi Şeyler

Resim
Şimdi ben yatıyorum İstanbul seçimleri netleşince beni dürtün tamam mı?Seçim gecesi üçe kadar oturdum dört saatte %90 sayılan oylar dokuz gündür sayılıyor. Yeni slogan:Durmak yok saymaya devam... Anti-siyasi bir tiptim aslında.Kemalist teyzeler gibi -Çıktık açık alınla on yılda her şeçimden diyip dalasım var ekrana çıkıp duran akp sözcüsü yavuza.Niye kendi lehine yazılan oyları söylüyorsun sürekli.Aradaki farkı da söylesene! O değilde Chp kaybetme konusunda ne kadar da başarılı bir partiymiş,iki gün falan oylarımız çalındı der,gözyaşlarını siler,yeni seçimlere saklarlardı umutlarını.Müzmin beceriksizlik sanırdım da,buda bir erdemmiş meğer."Kaybetmeyi kabullenmek" İstanbullulara seçimde hile yapıldığını düşünüyor musunuz? diye sormuşlar  yüksek bir oran hayır demiş.Seçimlerin yenilenmesi halinde ne olur ne biter bilemiyorum.Kazanıncaya kadar seçim yapma ihtimali çok uzak değil buradan bakınca.

Ergenliğin ayak sesleri

Resim
Gündemimiz daha dün gibi "terrible two" lar çişe alıştırmalar falan filandı.Dün google a "10 yaş yalan" diye bir arama girince fark ettim bir daha zaman çok ama çok hızlı geçiyor.Madem burası onlıne bir günlük olmuş zaman gelmiş oğlumla ilgili komik-heyecanlı hatıraları girmişim bunu da yazmalıyım.Mevzu bilgisayar oyunlarından bu ortamda çocuğumu nasıl korurum değil ama genel olarak bunun etrafında dönen bir sarmal.Bu yıl bir telefon aldık çünkü okuldan eve benden önce dönüyor evde telefon yok ve artık beşinci sınıfta hafta sonları kurstan veyahut ihtiyaç halinde bize ulaşması gerektiğinde kullanır diye düşünmüştük.Ha bunun yanında wi-fi bağlantısı olan bir ekran görünce aç kurt gibi saldırmasın.Gözü doysun kendi sınırlarını çizsin gibi şeylerde amaçlarımız içindeydi belki.Zaten bu tarz konularda ne katı kurallarımız nede sınırsız serbestlik tanımadık ona.İki yaşında oyun oynadığı bir tableti ve uyması gereken saat sınırları hep vardı.Telefon ona verilirken için

Seçim,Semt Pazarı ve Do ıt yourselfler

Resim
"Yanağında gülünce bir çukur oluyor ya işte beni oraya gömsünler" yazmış duvara anonim bir aşık.Beni de Pinterest'e gömer misiniz?Seviyorum albayım do it yourselfleri:)En son kayınannemin otuz yıllık evini taşırken,bodrumda eskiciye verileceklerin arasından aldığım ganimetler bunlar gelsin before gitsin after Saksılar şimdilik boş bakalım martta güzel fideler alırım belki,birisi evdeki aloevera nın yeni saksısı olacak,sepetlerin sapları da vardı söküp sprey boya ile boyadım ofisteki çiçeklere ne zamandır saksı arıyordum çiçekçiden gelen siyah plastiklerin içinde kötü görünüyorlardı maalesef bu tarz bir şeye tarla parası istedikleri için iyi bir şey alamamıştım.Saksıları içine oturttum güzel de oldu,ikea da vardı buna benzer bir hasır,yetmiş lira civarıydı.Hem ekonomik oldular hemde yıllar sonra bodrumdan çıktılar çöpten kurtuldular tam bir dönüşüm oldu bir sprey boya yetti iki sepete altlık tabaklara.Saksılara ise önce tavan boyası sürüp beklettim nede olsa

Şampuansız Üç Yılın Ardından

Resim
Dört beş yıl öncesiydi no-poo diye bir akımdan bahsediyordu yerli yabancı blogggerlar.Dikkatimi çekmişti.Algıda seçiciliğimin altında yatan mevzu ise şuydu;şimdi ben çocukken sarışındım ay bunu söylemezsem çatlar ölürdüm.Türk kızlarının %60'ından duymuşumdur.Ne travma Yarebbim,barbie gibi doğ git sonra çaki'nin bebeğine dönüş:)Şaka şaka esmerleri gömmeyelim zira ben şu an koyu kestane saçımla bu gruba girerken,çaki'nin bebeği de kızıldır ayrıca deyip kıvırayım bari.Neyse sarı esmer farketmez çoğu insan evladı gibi güzel saçlı bir çocuktum.Ergenlikte de dökülme sorunları olduysa da (günlük 100-150 teli normal)genel olarak gür sağlıklı toka düşmanı diye tabir edeceğimiz bir saçım vardı.Sonra para kazanmaya başlayınca "ah kapitalizm yedin kuruttun sen bizi" gelsin boyalar gitsin fönler günleri başladı,kızıl balyajlar,sarı röfleler,görümce maşaları derken, saç bakım kremleri,ısı koruyucu ürünler,binbeşyüz etkili şampuanları da o günlerde öğrenmiş oldum.Derken bir

2018 Objektifin Ucuna Takılanlar (İstanbul Sokakları )

Resim
2018 yılına ait kişisel bir almanak yapayım fotoğraflarla dedim ama hayli kalabalık olacak.Emekli Ayşe Teyze'den beterim sadece çiçekler ile mesaimin görüntülerini koysam en az yirmi fotoğraf çıkacak. Gruplayalım bari, daha düzenli olacak gibi:)2018 bayram tatilinden "İstanbul sokakları"Galiba en çok grafitiler etkiledi geçen yıl,o kadar çok o kadar renkliydiler ki.Tek sorun kalabalık "Bi durunda çekelim be" diyemeyince duvarların önünde takılıp kaldım arada benim erkekleri kaybettim yada onlar hayli uzaklaştıktan sonra olmadığımı fark edince son grafitiye geri dönüp beni buldular:) iyi seyirler