Yalnızlar Kulübü Vol:1

bu postu da yayınlamaz isem blogger yüklüğünün üçüncü postu olacak.Halbukiyse yazmam gereken ne günler atlattım bilemezsin.Bunun adı orta yaş bunalımı değilse menopoz o da değilse geç ergenlik ama muhakkak tıbbi bir adı olan bir nevrozdayım.Nasıl bir boka bastımsa çırpındıkca içine çekiliyorum sanki.Çok depresif bir tip değilimdir Allah biliyor ya.Ama yoğun tekrar eden negatif davranışlar bir olaydaki süreklilik sende hak verirsinki taşı bile delen bir kuvvete dönüşüyor.İnsan sevmiyorum bunu hep söylüyorum asgari müşterekte ilişki yürütmeye çabaladığım ki bunun büyük bir kısmı birinci derece aile ve bir kaç arkadaştan oluşuyor, bu kadar azken nasıl bu kadar çok gelebiliyor anlamıyorum.Pasif kaldığım her durum aktif bir ruh yorgunluğuna dönüşüveriyor.Bu dönem az açıl soluk alayım dediklerim üstüme üstüme geliyor,derdin ne diye sorar mı diye beklediklerim kendi derdini anlatmak için sıra bekliyorlar.Sağlıklı bir ebeveyn ilşkisi kuramadığım kendi ergenliğim henüz bitmemişken oğlumun ergenliğinin zirveye ulaşması da tüy dikiyor.Bu günlerde toksik insan toksik aile kavramlarına takılıp kaldım, sonra düşündüm yaşadıklarımı, bu yaşa nasıl gelmişim?lan ben hamamböceği değilsem dahada birşey anlamamışım okuduğum ettiğimden.Tamam faktir ettik geçmişi geldik günümüze konularımız hala aynı mı maalesef evet!Mesafe ikinci search ettiğim terim "Mesafe" evet ama nasıl.Seyrek görüşme olayını çözsem ah günümüzün ulaşılırlığında patlıyorum.2001 yılında ilk cep telefonu cebime girdiğinde olmadık bir yerde arayıp nerdesin dediklerinde o tuttuğumun teknoloji değil özgürlüğümün urganı olduğunu anlamıştım ya neyse.Kocama tembihliyorum uçağım ıssız bir adaya düşerse kurban olayım aramayın beni diye.Çok yorgunum patron bu yazı burda bitmezdi ya sende yorul istemedim.Ama merak ettim senin olayın ne;tercih edilmiş bir yalnızlık mı yaşıyorsun veyahut kalabalıklar içinde yalnızlık mı?kız ne yalnızı fakir gibi! üçyüz beş yüz partiliyoruz 7/24 diyenler az açılın annem burası dertliler kulübü tükkanı kapamayın piliz....

Yorumlar

  1. Allahım beni yazıdan daha uzun bir yorum yazarak madara etme bismillah.
    Beni kaç senedir biliyorsun. Ö.A.yı açtığımda 3-4 ay tek başıma yazdım sonra ne oldu bilmiyorum duyan geldi, onların arasında bugün dahi yüzyüze görüştüğüm insanlar da oldu, anonim olarak ağzıma mıçanlar da. Bir noktada kapatmak zorunda kaldım çünkü her dediğim birine batıyor, bir diğerine dünyadaki en harika sözmüş gibi geliyordu ve bu ikisi sürekli çatışıyordu, o gerilimi kaldıramadım. Fakat o deneyim bana şahane bir ders oldu. Her ne yaşarsan yaşa, içine kadar girmelerine izin verme. İçin senin. Bırak ananı babanı çocuğunu kocanı dostunu sırdaşını, kimsenin girmemesi gereken bir odan olmalı bence içinde. O olmazsa, herkes bir konuda söz söyleme hatta bizim gibi toplumlarda öneri ve fikir söyleyip neden yapmadın diye hesap sorma hakkına sahip görüyor kendini. İşte tam o anda hop o odaya kaçıp saklanmaya ihtiyacın oluyor.
    Beni biliyorsun son derece sosyal bir tabiatım var ama kilit nokta şu: istediğimde. Yani ben istediğim zaman sosyalleşiyorum, eğer canım içime kapanmak ve sessizliği dinlemek biraz huzur bulmaksa, dünyanın ennnn asosyal insanı oluyorum. Bu hakkı kendimde görüyorum çünkü bu bir denge işi, insanlara ayırdığın zaman kadar kendine de ayırmalısın. Yoksa "burn-out" bunun sonu....
    Yalnızlık konusuna gelince. Bu gurbet ellerde ne zaman totom sıkışsa ve ah şimdi birinden destek göreydim desem acaip yalnız hissediyorum, sanki dünyanın en terk edilmiş en tek başına kalmış insanı benim. Halbuki bu tamamen senin bakış açının dötlüğü. Sana depresif ve kaygılı bir tülün ardından gösteriyor dünyayı ve içindeki korkuları tetikliyor: yalnızsan sevilmiyorsundur korkusunu. Ama bu külliyen yalan. İnsan kendiyle başbaşa kaldığı anda kendi fikirlerini uygulamaya koyabilir, kendi sınırlarını zorlayabilir ve en güzeli de tamamen kendi kararlarının sonuçlarını gördüğün için, kendine güvenin artar. Ha yanlış mı yaptın, o zaman da sonuna dek sorumluluğu alır, tükürüğünü yalar, gerekirse baştan başlar yine yenilir daha iyi yenilirsin :)))
    Ama işte denge. İki yanaş bir uzaklaş mantığı tüm ilişkilerde.. Ve karşılıklı bir dans bu, sadece sen değil karşındaki de aynı şekilde davranacak..
    Son zamanlarda yalnız hissetmiyorum ve hakikaten yalnızım yani değişen bişey yok ama kafa değişti sanırım :) Öperink.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O depresif kaygılı tülün ardındaki halimi buraya bile yazamıyorum,ama tülün öbür tarafında buz gibi herşeye serin bakan uyuz rolünü yapmaktan yorgunum.Bazen sövüp sıçıp geçsem çok rahatlarım gibi gelse de biliyorum insan kırmak bende vudu bebeği efekti yapıyor.Onlara saplamaya çalıştığım herşey mabadıma giriyor. Onu geç ben serin durmaya çalıştıkça benzin atanları görünce,o dediğimi yapsam birbirimizi gırtlaklarız herhalde.asgari saygı ve sevgi ile hayatımı sürdürsem ne güsel olacak:/

      Sil
  2. Yıldız Tilbe'nin yaşadığı bir ruh hali varmıi hemen aktarıyorum:
    Kalabalıklarda çok yalnız yalnızken çok kalabalık hissediyorum kendimi!..
    Bu nasıl bir kafadır ya çok iyi dile getirmiş..ama yalnızlı kda bir yere kadar bence burada bir sıkıntı var bir kaç kişi var benim hayatımda da ve onlarla aramıza mesafe girince hem teknolojiye hem de bu koşuşturmacaya sayarken bulurum kendimi..
    Seviyorum bazı insanları ben :)
    Sen de sev !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan sevmiyorumun meali çok uzun kısa özeti insanın insanı maruz bıraktığı şeyler ağırıma gidiyor.Aksiyon olsun kalabalık ama gün sonunda ruh doygunluğu olmuyorsa yine yalnız bir gün oluyor benim için.Yıldız reiste onu demiş belki yeminlen dinlediğim podcast te aldığım hazzı iki dost muhabbetinde alamıyorsam sorun benim asosyalliğim değil bence

      Sil
  3. Valla benimki kalabalıklar içinde yalnızlık. Kafama göre, şöyle oturup saatlerce konuşacak anlaşacak insan ihtiyacı içindeyim. İnsanı bulamıyorum bari robot mobot yapsalar da alsak. Yıldım çünkü.
    Çevremdeki herkesten tiksiniyorum. Kimseyi de göresim yok. Ama mecburen görüyorum.

    YanıtlaSil
  4. O anlaşamayan iki kafa arasındaki uzaklık en uzak mesafe değil mi?Yaw ben kendimi anlatmaktanda vazgeçtim durdukları yerde yanlış anlayıp bunun doğrusunu açıklamaya mecbur bırakmasalar okeyim sanki.Nefes alsın yeter noktası burası galiba:))

    YanıtlaSil
  5. yalnızlık çok severim yaa, yalnız yaşıyorum, evde yalnızım işte, yemek temizlik alışveriş uyku kitap müzik film blog hayat güzel, yani seçilmişi oluyor, kimsenin yalnız bırakmak istediği filan yok, kimseyi görmücen telefon etmicen telefonu açmıcan en iyisi :) şimdi pandemiden başlayarak da evde çalışıyorum, migros ve park dışında evden çıkmıyorum. huzur işte :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi farkettim hakkında çok az şey bildiğimi 😉 imrendim azıcık keyfin bol olsun ♥️ demek o tatlış tavsiyeler dizi film gibi,böyle ortamlarda oluşuyore

      Sil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından