BEYOĞLU HATIRASI

Bir gün beyoğlunun arka sokaklarında siftiniyoruz sabah öğle arası bir vakit.Hatta restoranın tekinde Şafak Karaman kurufasulye yiyordu.Bunu ilk ecnebilerin sık gittiği bir otelde görmüştüm.Pek yadırgamamıştım aslında tek yadırgadığım kahvaltı anlayışı cornflakes böylemi yazılırdı neyse,ondan ibaret olan insanın sabah bunu yemesiydi.Neyse Şafak Karamanda seviyormuş ,bi gün bende yiycem dedim yürüdük,bir sahaf çıktı karşımıza.Kitapların yanında antika eşyalar falanda var,abow ben burda kendimi kaybederim derken.Raflardaki tozun 25 yıllık falan olduğunu görünce geri teptim.Zira alerjik bi bünyem var,bilmeden birşey alsam biraz uçuşsa o tozlar akşama kadar bir büyük devirmiş bir kafam olabilebilir.Tozsuz bir yerler ararken benim oğlan,anne bu ne dedi ayağını kaldırarak.Sürpriz!kedi kakası.Tozların arasında kendini kamufle eden bir kedinin varlığını o an etrafa bakarken tespit ettik.Allah'ın boklusu her yeri mayınlamış meğerse toz dağlarının yer yer oluşturduğu tepecikler bu arkadaşın eseriymiş.Kediler bu konuda gördüğüm en titiz hayvandır aslında.Çocukken bahçeye gömdükleri çiş yerlerini gider kazardık,tekrar gelirler kapatırlardı falan.Biz tekrar açardık.Çocuğuz ya işimiz gücümüz pislik olsun tadında.Neyse bu hayvancağızın ya bağırsak sorunu var,yada çıçarım ben böle hayat tepkimesi bilemedim.Neyse o gün sahafta, görseldeki valizler vardı.Bir valiz dolusu fotoğraf,mektup hatta 30 yıl öncesine ait çekler posta kartları,mektuplar,ne aklına gelirse.Eskicilerin topladığı bu kağıt kümesini bi valize tıkmışlar satıyorlar.Kime ait oldukları bilinmeyen bir sürü hatıra.Bu valiz dışardaydı artık nasıl kaptırdıysam uçmuşum rahat bir saat eşelendim valizin tepesinde.Satıcı 250-300 tl civarı bir para istiyordu,kocamla baya bi pazarlığa girdiler.O evrak fetişi oluşundan istiyordu,benimde insana öğğk getirircesine saplantılı olduğum yaşanmışlık merakım.Ben sömürdüm evrakı bu arada kokusu dokusu hepsini kaydettim beynime.Ama almak istemedim nedense,içimi acıttı aslında.Bi an kendimi o valizde bi fotoğraf olarak düşününce ürperdim.Bir fotoğrafın arkasında "Necla'nın düğünü 1972" yazısını görünce tutuldum.Hepsi içime dokundu.Kimisi geldiği evin kokusunu taşıyordu hala,rutubet yüklük kokusu bilen bilir.Arkadan arkadan bağlama çaldı,burnumun kemiği sızladı.Anlaşamadılar Allah'tan ayrıldık.Avucuma sıkı sıkı topladıklarımı valizin üstüne yayıp denklanşöre bastığım an,birilerinin hatıralarını,hatıralarıma kattığım anın fotoğrafı oldu.

Yorumlar

  1. Çok dokunaklı...Fotoğraflarını neden satar birisi ya da kurtulmak ister?...Ben de sahaflarda ölmüş babalarının annelerinin kitaplarını satanları görüyordum, çok acı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayşe tek başına ölen insanlara aittir bence.Kimse annesinin babasının fotoğrafını satmaz demek istiyorum.

      Sil
  2. Ben tanık olmuştum, acı veriyor diye aile fotoğraflarını başka birine vereni...bi de veremeyip sandıkta kilitleyeni, sen haklısın satmazlar, satamazlar...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından