2022 Ayrıntılı Mizan



Bu yılın başında liseden kalma edebi metinler kitabının kapağına "kafama tokadan başka bir şey takmam"diye yazan ergen kızın irisiydim ben.

Bu cümleden hareketle her durumu hafife alan o dalgacı kızın; edebi metinler kitabını yirmiüç yıldır oradan oraya sürüklemesindeki esrarı,ezber ettiği şiirlerdeki manayı göremeyen-anlamlandırmayan-buna kulak kesilecek yetide olmayan insanlarla bir arada yaşamaya çalıştığımı farkettiğim gün aldı beni bir öfke.

2022 benim için başkalarını suçlayarak ters lisanınca "boklayarak" başladı.Nihayetinde, neye kızıyorsan içine bak-içinde çöz dediğim bir yıl olarak bitti.

Entel dantel biri olmamaMa rağmen kişisel gelişim raflarına da yalan yok bir burun kıvırırdım.(babası Rus edebiyatından sanki haspam)Tv de o programdan bu programa koşan adına kişisel gelişimci denen bir çocuğa da "Ana çıkmış yine sallıyor aforizma makinesi" derdim bak derdim dedim siz demeyin,ben bu boku yedim siz yemeyin,yeminlen bu iki şeyin ipiyle düştüğüm kuyudan çıktım.O dinlediklerim okuduklarımın sayesinde farkettim ki o "kafasına tokadan başka bir şey takmam" diyen kız arkaya attığı,dolaplara tıkdıklarıyla gelmiş bu güne kadar.

evlenince yıllarca bulaşıklık almamıştım mutfağa,yıkayınca hemen kurutup kaldırmayı denedim,bir örtü serip üstüne kapatmayı bazende.Sonraki zamanlar hemen dolaba kaldıramadığımı farkettim,bir süre sonra o serdiğim bezlerin de sürdülemez olduğuna kanaat getirdim,eve bir bulaşıklığın gerekli olup olmadığına,fazladan bir yük olabilitesine takılan ben onca bok püsür duyguyu neden yüklüklerime tıkdığımı anlayamadım.Geçmişi bir kenara koyup günlük rutine baktığımda farkettimki bu tıkmanın öncesi bir kaçış görmezden gelme ile başlıyordu.Sonra defalarca neden kaçtığımı sorguladım.

Dinlediğim podcastteki ses; uyanır uyanmaz müziği niye açıyorsun diye sordu,kafandakileri susturmak için olabilir mi? dedi.Aldım bunu yazdım tahtama.Samimiyeti sorguladım sonra kendi samimiyet barometre mi test ettim.Beni kıran birisine "sen beni kırmak istemedin belki ama ben kırıldım,belki ben beklentilerim yüzünden bunları hissettim,ama bu beklentiye girme hakkım yok muydu"diye sorabildim İlk  yogaya gittiğim o gün hocanın alnıma dokunduğu anda açıldığını hissettiğim kilidin ve o insana verdiğim değerin bana verdiği güçle.

Samimiyet beklerken samimi hislerimi en azından anlayabileceğini umut ettiklerime söyleyebilmeliydim "ele verir talkını kendi yer salkımı"olmasın dedim.Kefemin diğer tarafında hayatımdan çıkaramayacağım,ama yukarıda bahsettiğim gibi açık açık konuşmayacağım anlamayacağından emin olduğum üstüne böyle bir konuşmayı bir saldırı kabul edip dahada yaralayabilecek olanlara geldi sıra.Orada beni bekleyen koca bir "değersizlik"duygusu duruyordu.Rafların altında yüklüğün en diplerinde.Dönüp bu yılki postlara bakınca evet ya burada yedi yaşındaykende içimi acıtan ,ergenliktede,o kavgada da sendin derken derken en azılısını bulmuştum.Kendimi severim kendime değer veririm ama bu duygunun tam panzehirini bulmak hayli zaman alacak.Biraz yol aldım evet ama daha yolum var.Bu duyguyu bu yıl daha çok yazayım yazayım ki çıkarımlara varayım üstüne çok çalışmayı hakediyor ama önemli olan kısım bu duyguyu bana yaşatanlarla edegeldiğim kavga değil bendeki karşılığını bulup oraları tamir etmekti belki bunu anlamaktı.Şükürler olsun o kısmını 40a gelirken anladım şimdi iyileşme iyileştirme zamanı.

Başka birgün başka bir  podcastte diyorduki;hesaplaşman bitmezse o her neyse hayatta getirir getirir önüne atar sürter burnunu  sürtülmezsen almazsan dersini hastalık olur bedenine derki ben burdayım hadi bakalım.O yüzden attığınız neyse saklandığınız benim gibi tıkdığınız,çıkarın koyun karşınıza.Lan sen ordaysan bende burdayım aq deyin ya..:)

Bu yıl Samimiyetsizlik/Değersizlik bu iki duygunun peşinden yüklüklerde soluksuz kaldığım bir yıl oldu.Biraz kendime kıyamama birazda "aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza" kafası adına ne varsa ardıma attığım döktüm önüme;bu süreçte miğdemde bulandı,ağladığımda oldu ama bir hayli yol aldım.

Akşam bir daha Cem Mumcu'nun sesinden duyduğum o sözle bitireceğim "Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır"Umarım hepimizin fazlalıklardan arınarak kendimizi bulduğumuz bir yıl olur.

Yorumlar

  1. Aynı kafa seviyesindeyiz tam şu günde :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınlamam gereken bu yorum spama düşmesine ne demeli😄 bazen farklı kişilerle farklı senaryolarda aynı yerden kanayabiliyoruz be Ceren

      Sil
  2. Kendimi bulur muyum bilmiyorum ama dinlemek isteyeceğim bir podcast bulamayacak gibiyim özellikle de yerli...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya mesai harcamak gerekiyor,bazen güzel şeyler anlatılıyor ama ben tamamen teknik konular yüzünden dinleyemiyorum (mikrofon gibi) "ortamlarda satılacak bilgi"Spotify da bu yıl liste başıydı bende severim eğer dinlemediyseniz bir bakın.naçizane tavsiyem

      Sil
  3. Ne güzel anlatmışsın. İnsan yıllar içinde değişiyor neyse ki. Ben de çok şeyi kafama takan biriyim, az da olsa biraz umursamaz oldum yoksa olacak gibi değil. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu bende umursamıyorum sanıyordum dikkat et gerçekten umursamıyor musun,biz bazen kendimize hislerimize yabancılaşıyoruz

      Sil
  4. "Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır" ne güzel bir cümleymiş bu. Bazen podcastler hislerin tam üstüne basar .)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yunus Emre nin sözüydü galiba,dün gece Cem Mumcu güzel bir Ted konuşmasının sonunda söyledi,ben katarsiste konuk olan Okan'a taze ağlamıştım.füze atın len böyle ölmem deyip yattım ❤️

      Sil
  5. bir mizah yazısı olarak bunu eğlenerek okudum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep ağlamaklı yazıldı ama gülümsetti ise o senin güleçliğin😉

      Sil
  6. Bu yıl farkındalık yılı mıydı acep?? İçinde çokça şey yakaladım, kimisini kendi yaşadıklarımla birebir örtüştürdüm. Umarım daha iyi daha güzel günler de görelim. Ve son olarak alıntı mauzzam. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farkındalık,kabulleniş,biraz vazgeçiş hepsinden biraz vardı.alıntıdaki gibi belki arayışım bu yıl başladı ❤️

      Sil
  7. Samimiyetinize sağlık o zaman :)

    YanıtlaSil
  8. Çok değerli bir yazı, yeni bir senenin eşiğindeyken önüme gelen.
    Üstelik şu "yogaya gittiğim o gün hocanın alnıma dokunduğu anda açıldığını hissettiğim kilidin" cümlesi de benimkiyle benzer. Sonra gelsin yeni pencereler, yeni ışıklar ve sorular durumu.
    Cem Mumcu' nun cümlesine katılıyorum.
    Teşekkürler bu yazı için. <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya zaman ne hızlı geçiyor bu yazıyı yazışım dün gibi.Büyümek olgunlaşmak geçen yıllarla ilgili şeyler biz varoldukça yazılacak çizilecek galiba.Değerli yorumun için teşekkür ederim Momentos

      Sil

Yorum Gönder

Teşekkürler..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Korona Günlerinde Kış Hazırlıkları

Ömer Lütfi Lülü Efendi Konağı

Şampuansız Üç Yılın Ardından