Beyoğlu'nda Tekinsizlikler ve Mizahlar

 

Cadılar bayramından bir gün sonra,cumhuriyet bayramından bir gün önceydi.Daha önce canlı stand-up gösterisine hiç katılmamış olmanın beklentisizliği ile mi yoksa biletlerin üç bardak çay parası olmasından mı bilinmez beklentisizdim.

Salonun (leman kültür merkezi) arkalarında altmışlarında yerli yersiz her konuya katılma çabası ve kırmızı spor aykkabıları ile özgüveninin hormonlu olduğunu anladığım bir bey,sahnenin yanında henüz yirmilerinin başında asker traşlı sonradan gerçekten asker olduklarını öğrendiğim iki delikanlı vardı ilk gözüme çarpan.Herkes kapalı mekan falan demeden yakınca sigaraları, binadaki rutubet ile idrar kokusu tam ayrışıyorduki sigara kokusu herşeyi bastırdı bir anda.Amatör beş  kişinin performansını izleyecektik ikisi kadındı.Hep denile gelir ya güldürmek zordur diye ağlatmaya kıyasla işte orada onu izleyebildim.Ofansif mizah,kara mizah son günlerin moda türleri neredeyse hepsinin farklı örnekleri vardı.Bazıları çok kötüydü bazıları gelecek vaadediyordu ama tüm mizanseni sunan bir çocuk vardı şansı da yaver giderse ilerde adını çok duyarız,şimdi resmini ararken gugıllayınca interaktif gösteriler yaptığını da öğrendim Can Güzel;

müthiş bir elektriği vardı,özgüveni hormonlu amca ile atışmaları,mezhepi ile ilgili yaptığı şakaları,asker çocukların birlikteliğini hicvedişi çok tadındaydı.Ankaranın bağrından gelmiş iki bıçkın askere duygusal ilişki iması yapmak Beyoğlu'nun bağrında bile zorken ne tatlı takıldı Can Güzel,gençlerde ne güzel yumuşatıp pasladılar şakaları.

Kuşaklar ve onların olaylara yaklaşım konusuna taktım bu ara.Altmışlarındaki bey chpli oluşundan dert yanarken yine kendi siyasi görüşünden bir siyasi için "eskortçu"deyiveriyordu rahatca.Şaka yaparken bile sinirleniyordu, sen de boomerlıktan ben diyeyim yersiz özgüvenden.Gençler ise geldikleri yerde sokakta küfür olarak adledecekleri şeyin mizahına çok güzel gülebiliyorlardı.Enteresan...